On İki Hayvanlı Hakas Halk Takvimi Nedir?
Kırgız Kağanlığı dönemine ait Doğu kronikleri, yılların “on iki hayvan yardımıyla sayıldığını” kaydetmiştir. Bu on iki yıllık hayvan döngüsünün (Zodyak) icadının Hakaslara ait olduğu düşünülmektedir. 19. yüzyılın ortalarında ünlü kaşif K. Ritter, bu döngüden “Hakasların kendi eseri olarak, tarihe bıraktıkları tek miras” ve “tüm Asya’nın doğu halkları arasında neredeyse evrensel olarak kullanılan” bir sistem olarak bahsetmiştir.
- Ayın Dönüşümleri ve Yılın Başlangıcı: Hakas Aylarının Anlamları
- Ayın Döngüleri ve Zamanı Ölçme Yöntemleri
- Günlerin Adları ve Zamanı Ölçme Yöntemleri
- Hakas Takviminin Mirası
V. Ya. Butanayev’in araştırmalarına göre, Sibirya’nın kadim halklarından Hakaslar, geçmişte kendi benzersiz takvimlerini kullanmışlardır. Bu takvim, sadece zamanı ölçmekle kalmayıp, aynı zamanda Hakasların doğa ile kurduğu derin bağı ve zengin kültürel miraslarını da yansıtmaktadır.
Hakasça “muçe” olarak adlandırılan bu kadim takvimde, her yıl belirli bir hayvanın adını taşır ve halk inançlarına göre kendine özgü niteliklere ve özelliklere sahipti:
- Küske çılı (fare yılı): İyi, sıcak bir yıl.
- İnek çılı (inek yılı): Soğuk bir yıl.
- Tulgu çılı (tilki yılı): Kötü bir yıl.
- Hozan çılı (tavşan yılı): Soğuk bir yıl.
- Kileski çılı (kertenkele yılı): İyi bir yıl.
- Çılan çılı (yılan yılı): Sıcak bir yıl.
- Çılga çılı (at yılı): Sıcak bir yıl.
- Kişi çılı (insan yılı): Soğuk bir yıl.
- Hoy çılı (koyun yılı): Soğuk bir yıl.
- Tahah çılı (tavuk yılı): İyi bir yıl.
- Eday çılı (köpek yılı): Ürün kıtlığı yılı olarak bilinir (Kaçinler).
Bazı Sagaylarda ise Turna çılı (turna yılı) olarak adlandırılır ve sıcak, iyi bir yıl olduğu düşünülür.
- Sostl (Kaçinler için): Zor bir yıl.
Bazı Sagaylarda ise Eski çıl (kurt yılı) olarak adlandırılır ve iyi bir yıl olduğu düşünülür.
Günümüzde, 18. ve 19. yüzyıllardaki Rus Ortodoks takviminin etkisiyle “muçe” takvimi hakkındaki bilgiler biraz belirsizleşmiş olsa da, bu döngü Hakas kültürünün temel taşlarından biridir.

Ayın Dönüşümleri ve Yılın Başlangıcı: Hakas Aylarının Anlamları
Hakas takviminde bir yıl 12 ay ayından oluşur. Bir ayın ölçü birimi, iki yeni ay arasındaki süreydi. Yıl, ilkbahar ekinoksu dönemiyle başlar ve “çıl sırtı” (yılın omurgası) veya “çıl kilgen” (yıl geldi) olarak adlandırılırdı.
Her ayın kendine özgü bir adı ve taşıdığı anlamlar vardı:
- Mart (21 Şubat – 21 Mart): Hakasya’nın bozkır bölgelerinde (Kaçinler, Koyballar, Sagayların bir kısmı) “haah” veya “looom” yani “göçmen kuşların dönüş ayı” olarak bilinir. Kuzey Hakaslarında ise “karga ayı” olarak geçerdi. Beltirler ise Mart’a “or” (“cılız otun ortaya çıkışı ayı”) derken, Tayga altı halklar ve bazı Beltirler “poruk ay” (“sincap ayı”) adını kullanırdı. Bu son isim, Telüt ve Selkup dillerindeki benzerlikleriyle dikkat çeker.
- Nisan (22 Mart – 20 Nisan): “Hoşhar” olarak anılırdı. Bu isim ya “Hoşhar” takımyıldızından (Kaçinlerde Küçük Ayı, Sagaylarda İkizler ve Arabacı) ya da genel Türkçedeki “çoçkar” (koç) kelimesinden gelir. Bu ayda koyunlar kuzular, kuzular kısırlaştırılır ve koyun kırkımı başlardı. Kızıllar ise Nisan’a “kök ayı” (guguk kuşu ayı) derlerdi. Hakas inançlarına göre, bu dönemde sokağa aç karnına çıkmak, tüm yılı aç geçirmeye neden olurdu.
- Mayıs (21 Nisan – 19 Mayıs): Bozkır Hakasları için “Sükör” adını taşırdı. Kızıllar onu mevsimsel özelliğinden dolayı “kiçik iziğ” (küçük ateş ayı) olarak tanımlarlardı. Altaylılarda da aynı isim kullanılırdı. Sagaylar, Şorlar ve Beltirler ise ekonomik faaliyetlerinden dolayı Mayıs’a “pis ay” veya “kandıes ay” (kandık hazırlama ayı) derlerdi. Kandık (bir tür yenilebilir kök) ve sarana (bir diğer yenilebilir bitki), Sayano-Altay halklarının beslenmesinde büyük önem taşıdığı için halk takvimine yansımıştır.
- Haziran (20 Mayıs – 18 Haziran): “Çulu” veya “tos ayı” (huş ağacı kabuğu toplama ayı) olarak bilinirdi. Bu isim, Hakasların huş ağacı kabuğundan yapılmış yurtlarda yaşadığı ve büyük miktarda kabuğa ihtiyaç duyduğu zamanlardan kalmadır. Kızıllar Haziran’ı “ulur iziğ” (büyük ateş ayı) olarak görürken, Sagaylar ve Şorlar yaz gündönümü nedeniyle “uluğ ay” (büyük günler ayı) derlerdi. Beltirlerde ise “sip ayı” (sarana ayı) olarak bilinirdi.
- Temmuz (19 Haziran – 17 Temmuz): Hakaslarda “ot ay” (ot biçme ayı) idi.
- Ağustos (18 Temmuz – 16 Ağustos): “Orrak” (hasat ayı) olarak adlandırılırdı.
- Eylül (17 Ağustos – 15 Eylül): “Ülger” (Orion’un yükselişi ayı) veya “sarığ pur” (sarı yaprak ayı, yani doğanın soluşu) olarak bilinirdi. Sagaylar, Şorlar ve Beltirler için “urtun ay” (harman ayı) idi.
- Ekim (16 Eylül – 14 Ekim): “Kişker” olarak adlandırılırdı. Bu ismin Hakaslardaki bir sonbahar takımyıldızı olan “Kişker” ile ilişkili olması muhtemeldir. Ekimin diğer adı “çarys” ise sonbahar ekinoksuna bağlıydı. Bu dönemde kışın yazla savaşa girdiğine, bu yüzden ayın yarısının sıcak, yarısının soğuk geçtiğine inanılırdı.
- Kasım (15 Ekim – 12 Kasım): “Hırlaş” (büyük kurt ulumaları ayı) olarak bilinirdi. Tayga altı halkları ise onu “hurtuyah” (yaşlı kadın ayı) olarak adlandırırdı. Hakaslara göre, bu dönemde günler o kadar kısalırdı ki, yaşlı bir kadın giyinirken akşam olurdu.
- Aralık (13 Kasım – 11 Aralık): “Alay” veya “ulay” olarak adlandırılırdı. Tayga altı halkları kış gündönümünü “kiçik ortu” (kısa günler ayı) olarak kaydetmişlerdir. Bu dönemde güneşin öğle vakti yüksekliği “at bağının uzunluğuna” (küzen tibe) ulaşırdı.
- Ocak (23 Aralık – 21 Ocak): “Kürgen” (Ülker ayı) olarak yüceltilirdi. Eylülden nisana kadar ayda bir kez ay, Ülker’i “örterdi”. Ocak ayında Hakaslar, Ülker’in Ay ile görünürde buluşmasını gözlemler ve buna göre gelecek yılı belirlerdi. Eğer Ay Ülker’i “örterse” soğuk bir yıl, yanından geçerse bereketli bir yıl olacağına inanılırdı.
- Şubat (22 Ocak – 20 Şubat): “Pozığ” (güneşin yüksek yükselişi ayı) adını taşırdı. Halk inançlarına göre bu ayda güneş “kement uzunluğu” kadar artardı. Kızıllar Şubat’ı “huzurrul ayı” (kartal ayı) olarak adlandırırken, Sagaylar ve Şorlar ona “azyr ayı” (ayı ayı) derlerdi.
Ayın Döngüleri ve Zamanı Ölçme Yöntemleri
Hakaslarda bir ay 29 veya 30 günden oluşurdu ve iki döneme ayrılırdı: “ay naazı” (yeni ay) ve “ay irgizi” (eski ay). Yeni ayın doğuşunun arifesine “ay arası” (aylar arası) denirdi. Hakas inançlarına göre, ayın doğduğu anda gökyüzü aniden aydınlanırdı. Bu aydınlanmayı sadece şanslı bir insan görebilirdi ve o anda sırtüstü uzanıp sağ omzunun arkasından yerden rastgele bir nesne alıp gizli bir dilek dilemesi gerekirdi. Örneğin, “Büyük bir bey olacağım” denilirse, çok zengin olunacağına inanılırdı.
Yeni ayın ilk gününde ay görünmezdi; ikinci gün ise sadece ilkbaharda görülebilirdi. Ayın hilali üçüncü günde ortaya çıkardı. Ancak Hakasya’nın bazı bölgelerinde, üçüncü günde ayın sadece köpekler tarafından görülebildiği de söylenirdi. Yeni ayın üçüncü gününde Hakaslar aya eğilerek “kara kafalı halk ve otlayan hayvanlar” için refah dilerdi. Hamile kadınlar her doğan yeni aya mutlaka dua ederken, yurtlarda yeni doğan bebekler kutsal otlarla tütsülenirdi.
Sekizinci günde ay tam olarak yarıya kadar görünür ve “gerilmiş yayı olan ok” (uhçaa kiris tartıbıstır) olarak tanımlanırdı. Yeni ayın dokuzuncu gününde ay dolgunlaşırdı. Bu an, kadınlara gebelik veren Umay Ana‘ya dua etmek için uygun bir zamandı. On dördüncü günde “ah tol” (beyaz dolunay) olarak bilinen dolunay ortaya çıkardı. On beşinci gün, yeni ayın son günüydü ve “hızıl tol” (kırmızı dolunay) olarak adlandırılırdı. Hakas inançlarına göre “kırmızı dolunay”da ayın boğazı kesilir ve kana bulanırdı. Ertesi günden itibaren, yani eski ayın 14. gününden itibaren, ayın yavaş yavaş “ölümü” başlardı. Eski ayın sayımı ters yönde yapılırdı. Sekizinci günde ayın yarısı görünürdü. Eski ayın ikinci gününde ay görüş alanından kaybolurdu. Eski ayda cenaze törenleri yapılır, putperest kültlerin ruhlarına şaman ayinleri düzenlenirdi.
Ayın dört evresine göre ay dörde bölünürdü (haftalar).

Günlerin Adları ve Zamanı Ölçme Yöntemleri
Hakaslarda pazar günü “pozyrah” (kırmızı gün), pazartesi “paazut” (ilk gün), salı “tooğ küni” (çift gün), çarşamba “sarsıh kün” (tek gün), perşembe “törg honday” (dördüncü gün), cuma “pis honday” (beşinci gün) ve cumartesi “çime” olarak adlandırılırdı. Her haftanın günüyle ilişkili kendi işaretleri, inançları ve yasakları vardı.
Günü güneşle belirler ve kelimenin tam anlamıyla “güneş” anlamına gelen “kün” olarak adlandırırlardı. Saat görevi gören Hakas yurtlarının kapıları kesinlikle doğuya bakacak şekilde yönlendirilirdi ve iç düzenlemesi geleneksel bir düzene sahipti. Güneş “at yularının uzunluğu” kadar yükseldiğinde, ilk ışın duman deliğinin iç çemberini aydınlatırdı. Daha sonra güneş, “kement yüksekliğine” çıktığında, yatağın kadınların başucuna ulaşırdı ki bu, yaz aylarında sabah 8-9’a denk gelirdi. Ardından güneş ışını, kuzey (kadın) tarafı boyunca yavaşça ilerleyerek ilk büfe rafını (kiçik ilgör) aydınlatır ve öğle yemeğine doğru ikinciye (ulur ilgör) ulaşırdı. Saat dört civarında ışın ayran fıçısının üzerine düşerdi. Son olarak, güneş, kapının yanında duran posa fıçısını aydınlatır, duman deliğinin üst kısmından kayar ve yurttan kaybolurdu. Bu, güneşin “at yularının uzunluğu” kadar alçaldığı, hayvanları ahırlara sokma ve inekleri sağma zamanının geldiği anlamına gelirdi.
Gece vakti ise batmayan takımyıldızların (Büyük Ayı – Çitigen ve Küçük Ayı – Hoşhar), kışın Orion (Üs Muyrah, Ülger) ve Ülker (Ülger, Kürgen), Venüs (Solban) ve Sirius (Köketei) gibi gök cisimlerinin konumuna göre belirlenirdi.
Hakas Takviminin Mirası
Gök cisimlerinin çok yüzyıllık gözlemleri sonucunda Hakaslar, hareketlerinin düzenliliklerini ortaya koymuş ve bu da onlarda bir Ay-Güneş takvimi oluşturulmasına hizmet etmiştir. Ay isimleri, yıllık ekonomik faaliyet döngülerini veya astronomik olayları yansıtıyordu. Hakasların özgün takvimindeki bazı ay isimleri artık çevrilemez ve diğer Türk dilli halklar arasında paralellik bulamamaktadır. Diğerleri ise Güney Sibirya’nın komşu halklarının zaman ölçümleriyle benzerlikler göstermekte, bu da onların kadim etno-kültürel bağlarına işaret etmektedir.
Kaynak: N.V. Kyuner, Çin Kaynaklarında Güney Sibirya, Orta Asya ve Uzak Doğu Halkları, M., 1951, s. 56; K. Ritter, Asya Coğrafyası, St. Petersburg, 1860, c. 3, s. 652. (https://nbdrx.ru/pdf/staty/ax0000064.pdf)